Sedat Kaya / YENİÇAĞ
Kağıt üzerinde Zalgiris Galatasaray’ın çeyreği bile olamaz.
Ama alanda o denli olmuyor bu işler.
Galatasaray ağır kamp yorgunluğundan sonra birinci resmi maçında zorlandı.
Karşısında maça güzel konsantre olmuş bir rakip vardı.
Galatasaray bilhassa sentetik çim yerin kaygan olması nedeniyle pas yapmakta zorlandı.
Organize olamadı, atakta çoğalamadı,
Orta alanda çok top kaptırdı.
Özellikle Yunus ve Kerem ayaklarında topu çok tutunca rakibin kontra yapmasına neden oldular.
Zalgiris kalabalık bir savunma yapmasına karşın kontraataklarla birinci yarıda 3 net konum buldu, neyse ki kalede Muslera vardı.
Kartacalı kumandan Hannibal Roma’ya savaşa giderken, karşısına dikilen Alp dağlarının mahzuru için, “Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız” demişti.
Sanıyorum Okan Buruk devre ortasında grubunun bu kaygan yerde gole ulaşabilmesi için nasıl bir yol bulacağını düşündü, durdu.
Ama ikinci yarıya birebir takım ve birebir anlayışla çıkınca o yolu Zalgiris buldu.
47.dakikada tekrar bir top kaybında, tekrar bir kontrada Galatasaray’ı az adamla yakalayıp, Oyewusi ile öne geçtiler.
Okan Buruk grubu yenik duruma fikir yolları zorlamaya başladı ve 61’de Mertens ile Midtsjo’yu oyuna aldı.
Özellikle Mertens gol yollarını açacak adamdı.
Öyle de oldu.
Orta sahayı toparlayıp, forveti canlandırdı.
Galatasaray daha az pas yanılgısıyla daha çok Zalgiris kalesine inmeye başladı.
Ve birkaç dakikada Zalgiris çözüldü.
75’de Abdülkerim, 78’de de Halil’in golleri geldi.
Zalgiris’in bu gollerle çökeceğini düşünenler yanılıyordu.
Maçın başından beri savunmasını toparlayamayan Galatasaray uzatma dakikalarında Kazlauskas’ın golüne mahzur olamadı.
2-2’lik beraberlik çeşit için Galatasaray’a kâfi bir skor üzere görünüyor.
Zalgiris İstanbul’da Galatasaray’a karşı direnemez.
Yeter ki bu maçtan gerekli dersler alınsın ve bilhassa savunma eski günlerini hatırlasın.
Çünkü Galatasaray savunmasının bugünkü hali çok baş ağrıtır.