AKP’nin iktidara geldiği 2002’de ailesinin bakamadığı çocuk sayısı 12 bin 75’ken bu sayı Temmuz 2023’te yaklaşık 14 kat artarak 165 bine yükseldi. Her geçen yıl daha geniş kitleleri kıskacı altına alan geçim kaygısı çocukları ailesinden, aileleri de çocuklarından ayıran bir trajediye dönüştü.
DURUM TELAŞ VERİCİ
Özellikle derin yoksulluk pençesindeki çocuklar için iktidarın bir an evvel harekete geçmesini isteyen CHP’li Gürsel Tekin, “Bu durum, toplumda yoksulluğun ve ekonomik zorlukların ciddiyetini gösteren acı bir gerçek. Türkiye, çocuk yoksulluğu konusunda kaygı veren 4 ülkeden biri” dedi.
5 ŞAHISTAN 1’İ YOKSULLAŞTI
Birleşmiş Milletler Dünya Besin Programı’nın Açlık Haritasına nazaran, Türkiye genelinde 20 milyon kişi yetersiz beslendiğini kaydeden Tekin, “Bugün Türkiye’de her 5 bireyden 1’i fakirleşmiş durumdadır. Yaşanan derin yoksulluktan en fazla etkilenen ise çocuklar” diye konuştu.
165 BİN ÇOCUĞA AİLESİ ARTIK BAKAMAZ HALDE!
AKP’nin iş başına geldiği 2002’de ailesinin bakamadığı çocuk sayısı 12 bin 75’ken bu sayı Temmuz 2023’te yaklaşık 14 kat artarak 165 bine yükseldi. CHP’li Gürsel Tekin, derin yoksulluk pençesindeki çocuklar için iktidarın bir an evvel harekete geçmesini istedi.
AİLESİNİN YANINDA BAKIMI SAĞLANAMAYAN ÇOCUK SAYISI 165 BİNİ GEÇTİ
CHP eski Genel Sekreteri ve Milletvekili Gürsel Tekin, Temmuz 2023 prestijiyle ailesinin yanında bakımı sağlanamayan çocuk sayısının, 165 bini aştığı belirtti. “Ailesinin yanında dahi beslenemeyen çocuklar, yetersiz beslenme ve açlık üzere önemli meselelerle karşı karşıya olan çocuklardır” diyen Tekin, bu durumun toplumda yoksulluğun ve ekonomik zorlukların ciddiyetini gösteren acı bir gerçek olduğuna dikkat çekti. Tekin, Türkiye’nin, çocuk yoksulluğu konusunda telaş veren dört ülkeden biri olduğunu söz etti.
Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın raporuna nazaran ekonomik nedenlerle ailesinin bakamadığı çocuk sayısının 2002’de 12 bin 75 iken, bu sayı Temmuz 2023 prestijiyle 165 bine yükseldiği söz eden Tekin, “Sayının 165 bin 201’e yükselmesi, yoksulluğun ve ekonomik zorlukların toplumumuz üzerindeki yıkıcı tesirini göstermektedir. Ekonomik krizin milyonlarca haneyi toplumsal yardımlar ile yaşamaya mecbur bırakması, yoksulluğun tahlil bekleyen acil bir sorun olduğunu gözler önüne sermektedir. Birleşmiş Milletler Dünya Besin Programı’nın yayımladığı Açlık Haritası’na nazaran, Türkiye genelinde 20 milyon kişi yetersiz besleniyor. Derin yoksulluk içindeki çocukların temel gereksinimlerini karşılayamaması, sağlıklı bir gelişim sürecini tehlikeye atmaktadır. Eğitim, sıhhat ve beslenme üzere değerli ögelerden yoksun kalan bu çocuklar, gelecekleri ve potansiyelleri açısından büyük risk altındadır. Toplumun en savunmasız ve korunmaya muhtaç üyeleri olan çocukların yaşadığı bu sıkıntı durum, hepimizin hemen üzerine düşmesi gereken bir sorumluluktur.” diye konuştu
Gürsel Tekin, “İstatistiklere nazaran bugün Türkiye’de her 5 bireyden 1’i fakirleşmiş durumdadır. Yaşanan yoksulluktan en fazla etkilenen ise çocuklar. Beslenme, çocukların sağlıklı bir formda büyüyüp gelişmeleri ve potansiyellerini tam olarak kullanabilmeleri için temel bir gereksinimdir. Yetersiz ve istikrarsız beslenme, çocukların fizikî ve zihinsel sıhhatini olumsuz tesirler ve uzun devirde önemli sonuçlara yol açabilir. Bu sorunu çözmek için hükümet, sivil toplum kuruluşları, mahallî idareler ve toplumun tüm kesitleri birlikte çalışmalıdır. Ekonomik durumu zayıf olan ailelere yönelik daha fazla toplumsal yardım ve dayanak programları düzenlenmeli, beslenme ve sıhhat hizmetlerine erişim kolaylaştırılmalı, eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılarak ailelere beslenme konusunda bilgi verilmelidir.” değerlendirmesini yaptı.
Derin yoksulluk içindeki çocukların yaşadığı bu sıkıntı durumunun göz arkası edilemeyeceğine vurgu yapan Tekin, “Toplumumuzun refahı ve geleceği, çocuklarımızın inançta ve sağlıklı bir biçimde büyümesiyle mümkündür. Bu acil sorunun tahlilinde herkesi ortak uğraş göstermeye ve tahlil odaklı adımlar atmaya davet ediyoruz. Yoksullukla çaba, herkesin ortak sorumluluğudur ve bu süreçte her bireyin ve kurumun katkısı büyük kıymet taşımaktadır.
Sonuç olarak, ailesinin yanında dahi beslenemeyen çocukların durumu, toplumun ve iktidarın daha fazla dikkatini gerektiren bir sıkıntıdır. Bu hususta yapılacak tedbirler ve toplumsal dayanışma, bu çocukların hayatlarını daha güzele taşımak için elzemdir.” değerlendirmesini yaptı.
