Yeniakit’in haberine nazaran, hesaplara geçtiğimiz temmuz ayından itibaren 11 bin 402 lira olarak yatmaya başlayan taban fiyat, yüksek enflasyon karşısında iki ay içerisinde eridi.
Büyükşehirlerde bir meskenin kirasına dahi yetmeyen bu fiyatla yaşamak imkansız hale gelirken, hükümetin lokal seçimlerin de tesiriyle yüksek oranda bir artırım yapabileceği konuşulmaya başlandı.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, SZC TV’de katıldığı yayında Orta Vadeli Program’da (OVP) yıl sonu enflasyon maksadının yüzde 65 olarak belirlendiğini vurgulayarak bu senaryoda fiyatlara yapılacak artırımları hesapladı.
SSK ve Bağkur emeklilerinin yüzde 38 artırım alabileceğini belirten Erdursun, “Memurlar kök maaşın üzerinde yüzde 50’ye yakın bir artırım alırlar onun üzerine 8777 lira eklenir.
En düşük memur maaşı 29 bin lira olur. Öğretmenlerin maaşı da 36 bin 500 lira civarında olur” kestirimlerini sıraladı.
Erdursun, programın sunucusu Ebru Baki’nin “Asgari fiyat ne olur?” sorusu üzerine ise şunları paylaştı:
Asgari fiyat biliyorsunuz enflasyona nazaran belirlenmiyor. Bu hususta hükümet daha eli rahattır. Daha yüksek artışlar olmasını ister. Lakin yeniden de yüzde 38’lik bir artış olacağını varsaydığınızda 15 bin 700 lira olur.
Asgari fiyata yüzde 50 artırım yapılırsa, ben yüzde 50 yapılacağını düşünüyorum. Zira şöyle bir açıklama yapıldı, 2024’ten itibaren temmuzda zamlanmayacağı, ocak ayında zamlanacağı söylendi.
Bu yüzden yüzde 50’ler civarında olacağını düşünüyorum. Ve taban fiyat 17 bin lirayı geçer. Maliyeti de çok artar.
Asgari fiyatın bu kadar artan maliyetine devlet dayanak vermezse, sigorta primlerinde devlet takviyesi olmazsa…
Asgari fiyatla işsizlik artmaz, ancak bu sayılar bu türlü yükselirse patronlar kayıt dışı, gerçek sayıları bildirmeden, sigortalı yapıp gerçek sayıları bildirmeden ya da sigortası çalıştırma yoluna sarfiyatlar. Türk çalışanları tercih etmeleri azalır. Kesinlikle bu hususta da dayanağı olması gerekir.
Aksi halde şöyle yapacak esnaf ve patronlar. Artırım oranını ocak ayında sattığı esere, sattığı hizmete ekleyecekler. Bizim enflasyonla gayrette emelimiz girdi maliyetini artırmayacağız ki, esnaf ve patronlar maliyetin üzerine dahil etmesin. Bu nasıl olur?
Sigorta prim maliyetinde devlet elini taşın altına koyacak, bu artışlar sonrasında kendi gelirini artırmış olacak. Tahminen kendi artırdığı gelirinin bir kısmından feragat edecek hükümet. Bu türlü bir minimum fiyat açıklaması olabilir.
Biz bölgesel taban fiyatı konuşmuyoruz. Konuşulabilir bizim ülkemizde. Diyelim Hakkari’de bir kişi, yanında bir kişi çalışıyor. Bu parayı verebilmesi için iş yerindeki cirosunun bu kadar artması mümkün değil. İstanbul’dakinin de bu parayla geçinebilmesi mümkün değil. Amerika’yı tekrar keşfetmiyoruz.
Çin uyguluyor mesela, tarım bölgesinde farklı, sanayi bölgesinde farklı uyguluyor. Şu an taban fiyat 17 bin lira olursa, çalışanların yüzde 50’si diyorduk ya, çalışanların yüzde 70’i taban fiyatlı olacak.
Sadece taban fiyat şu anda cebinize giren para olarak bedellendirilemez, bir de emekli olduğunuzda alacağınız aylığı belirler.
O az evvel bahsettiğimiz yüzde 70, artık 7500 lira dediğimiz en düşük emekli aylığına aday çalışanlar olacak. Emeklilik hayali kalmayacak. Bu kalmazsa işte çalışma olmaz, iş tertibi olmaz.
