Erdoğan faizin haram olduğu inancına dayanan “Nas” sözüyle ideolojikleştirdiği “Faiz sebep, enflasyon netice” görüşünü savundu.
Sayın Erdoğan’ın dünyada olmayan iktisat görüşünü tartışan muhalif gazetecilerin sayısı yok denecek kadar az.
Merkez Bankası’na atanan Şahap Kavcıoğlu ile birlikte faiz süratle yüzde 8.5’e kadar düşürüldü. Kur şokları yaşandı ve resmi enflasyon yüzde 85’e kadar yükseldi.
Kavcıoğlu akabinde Merkez Bankası Başkanlığı’ndan alınarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Konseyi (BDDK) Başkanlığı’na getirildi.
Bunu yandaş medya doğal olarak lisana getirmedi. Muhalif medya mensupları da pas geçme hakkını kullandı. Bu olayı bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadar gazeteci üstün körü ele aldı. Yalnızca bunu da “Ben yazdım” diyebilmek için. Hem de suya ve sabuna dokunmadan.
Türkiye bu yeni iktisat siyaset sayesinde krizin tabanını yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor.
Televizyon kanallarını adeta parselleyen kelamda duayen gazeteciler bu gelişmelerin A’sını bile ağızlarına almadan CHP’de yaşananları tartışıyor.
Aklı selim bir gazeteci çıkıp da “Arkadaşlar siz neyi tartışıyoruz. 2 yıl evvel haziran ayında özgür piyasada dolar 8,73 lira, euro 10,40 liradan süreç görüyordu. Bugün 1 Doları 23.57 TL’ye, Euro’yu 25.50 TL’ye çıkartan Erdoğan’ın yanlış iktisat politikasıdır” demiyor ya da diyemiyor.
MUHALİF GAZETECİLER SUS PUS
Hatta Erdoğan’ın “Ben bir tıp mensubu değilim. Benim alanım ekonomi” kelamlarını anımsatıp ülkeyi getirdiği ekonomik krizi ağzına alan tek bir gazeteci bile yok.
Tekrar ediyorum. Türkiye’de ekonomiyi batıran tek kişi Erdoğan’ın yanlış iktisat siyasetidir. Tüm dünya ülkeleri faiz yükselterek dövizin artmasını engellerken, Erdoğan faizleri düşürerek dolar ve Euro başta olmak üzere tüm döviz kurlarının TL karşısında bedel kazanmasına imkan sağlamıştır.
Erdoğan her ne kadar “Benim alanım ekonomi” dese de yaptığı yanlışı geç de anladı. Faizler yükselmeden piyasaya daima döviz sürerek dolar ve Euro’nun düşmesinin imkansız olduğunu fark etti.
Erdoğan, dün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşünde uçakta gazetecilere “Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in atacağı adımları hızla, rahatlıkla Merkez Bankası’yla birlikte atmasını kabullendik” açıklamasını yaptı.
Bu bana faizleri özgür bırakılacağının sinyalini verdi. Bu mevzu da muhalif gazetecilerin dikkatini çekmedi. Onların CHP’de yaşanan olayları ele almak üzere değerli sorumluluğu var zira.
Erdoğan’a sormak isterim. Maden faizleri indirilmesine gözyumacaktın dolar 8, Euro 10 TL’yken neden bunu yapmadın? Dolar 23.57, Euro 25.50’yi görmesini mi bekledin?
Bu soruları Erdoğan’a soracak ya da bunu muhalif kanallarda enine uzunluğuna konuşacak gazeteciler ne yazık ki Türkiye’de yok. Onlar için kıymetli olan tek şey CHP içindeki olaylar. Onları masaya yatırırlar. O bunu dedi, şu bunu dedi deyip saatlerce kanalı parsellerler.
PABUÇ KIYMETLİ DEĞİL Mİ?
Bu hususları kanallarda tartışmak AKP’nin ekmeğine yağ sürmektir. Sıkıysa o kanallarda Lider Erdoğan’ı birebir halde eleştirsenize. Yok olmaz değil mi. Yapamazsınız. Pabuç değerli zira.
Sıfır kilometre Sandero Comfort 1.0 Turbo model aracın fiyatı 181.900 TL’ydi. Bu aracın haziran ayında yapılan artırımlı fiyatıydı. Bugün en ucuz sıfır aracın fiyatı 690 bin TL’den başlıyor.
Bu fiyat TL’nin dolar karşısında mum üzere erimesinden kaynaklandı. Bu yalnızca araç için verdiğim bir örnekti.
Evlenecek çiftleri hesaba katalım. Buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, fırın almak için küçük bir servet gerekiyor. Bunlara küçük mesken aletlerini, davetiyeyi, halısını, mobilyasını, perdesini de ek edin ve hesaplayın.
İşte AKP bu ülkenin evlatlarının evlilik hayallerini bile bitirdi. Evvelden çalışıp araba, daire alırım diyenler artık kara kara düşünüyor. Umutlarını bile çaldılar. Artık mesken ve araba hayali bile kuramıyorlar.
Almanya’da nüfusun küçük bir kısmı taban fiyatla çalışıyor. Türkiye’de ise tam karşıtı. Alman 1 aylık maaşıyla Türkiye’ye tatile gelip hükümdarlar üzere yaşarken, Türkiye’de minimum fiyatla çalışanlar ayın yarısını getiremiyor.
Araplar Türkiye’nin tadını doya doya yaşıyorlar. Türkler ise yarı aç yarı tok hayat sürüyor. İstanbul’da kiralık konut fiyatları uçtu. 10 bin TL aylıkla mesken tutana “Ucuz bulmuşsun” deniyor.
Kendilerini muhalif olarak tanımlayan gazeteciler iktisadın E’sini bile anmayarak iktidar partisinin ekmeğine yağ değil adeta kaymak sürüyorlar.
Kendilerine duayen diyen bu gazeteciler için kıymetli olan CHP içinde yaşananlar olaylardır. Ülkemiz mülteci cenneti olmuş, TL bedel kaybetmiş. Vatandaş yiyecek ekmeğe muhtaç olmuş. Onlar için sıradan olaydır bu mevzular.
Son kelamım ise İstanbul’da yaşayanlara daha doğrusu yaşadığını sananlara. İstanbul’da yaşamak farklı İstanbul’u yaşamak başka şeydir. İstanbul’u yaşayanlar Arap turistler, İstanbul’da yaşayanlar ise sizlersiniz.
