Haziran’daki faiz artışı yıllardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürdürdüğü negatif gerçek faiz ile büyümeyi desteklemeyi amaçlayan siyasetlerden vazgeçildiğinin en değerli işareti olarak algılanmıştı.
Reuters anketine katılan 23 ekonomistin tamamı bu hafta faiz artışı beklerken, varsayımlar yüzde 17 ila yüzde 21.50 bandında yer alıyor.
Ancak birinci yapılan faiz artışı bile beklentilerin altında kaldı. BlueBay Varlık İdaresi’nden Tim Ash, Temmuz PPK toplantısı hakkında ise, “Politika faizini yüzde 20’ye yükseltecek bir adımdan daha azı bir hayal kırıklığı ve Şimşek ile Erkan’ın yapabileceklerini Erdoğan’ın kısıtladığının bir işareti olarak görülecektir” dedi.
Ekonomi idaresi ise mali sıkılaştırma sürecinin makroekonomik ve finansal şartlar üzerindeki tesirlerine dikkat çekerek, süreci kademeli yöneteceklerine dikkat çekiyor.
Düşük faiz siyasetlerinin sebep olduğu kur krizi ve akabinde TL’deki süren bedel kaybının tesiriyle enflasyon Ekim 2022’de 24 yılın tepesi olan yüzde 85.51 düzeyine yükselmişti.
ARTIRIMIN BÜYÜKLÜĞÜ PİYASALAR İÇİN ÖNEMLİ
Haziran ayında yüzde 38.21 düzeyinde gerileyen enflasyonun, sonraki aylarda yine yükselişe geçmesi bekleniyor. TL’de Haziran’daki yüzde 20 paha kaybı ve vergi artışları nedeniyle TÜFE iddiaları üst revize ediliyor. Ekonomistler Temmuz için aylık çift haneli TÜFE beklerken yıl sonu kestirimlerini de yüzde 50’den yüzde 60’a, tahminen de üzerine gerçek revizyonun kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyorlar.
Yapılan artırımların akabinde enflasyonun yükselme eğilimi sürerken TCMB’nin faiz kararında artırımın büyüklüğü piyasalar için kıymetli olacak.
MERKEZ BANKASI’NIN DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR
Reuters anketine nazaran de TCMB’nin önümüzdeki aylarda faiz artışlarına devam etmesi bekleniyor. Ankette 2023 sonu faiz kestirimlerinin medyanı yüzde 25 düzeyinde bulunuyor. Kestirimler yüzde 24 ile yüzde 35 bandında yer alıyor.
Erdoğan’ın yakın vakte kadar uyguladığı siyasetler sonucunda TCMB, 2021 yılında yüzde 19 düzeyinde bulunan bir haftalık repo faizini yüzde 8.5’e kadar indirmişti. Seçim öncesi yüksek enflasyona karşın faizler düşük tutulurken, TL’nin bedelinin daha da düşmesini engellemek için TCMB rezervlerden satış yapıyordu.
Seçim öncesine kadar uygulanan düşük faiz ve rezervlerin satışları TL’yi desteklese de kıymet kayıplarını durduramadı. Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinden sonra siyasetlerdeki değişikliklerle rezervin TL’nin bedelini belirlemek için kullanımı bırakıldı. Döviz siyasetlerinde “daha şeffaf” siyasetlere yanlışsız giden adımlar atıldı.
Bunu sonucu ise TCMB’nin net milletlerarası rezervleri 7 Temmuz itibariyle 13.17 milyar dolar düzeyine kadar yükseldi. TCMB net rezervlerinin 2 Haziran’da -5.7 milyar dolara inerek 2002 yılında başlayan data serisinin en düşük kıymetini almasından bu yana geçen beş haftada 18.9 milyar dolar toparlandı.
TCMB, faiz kararının Perşembe günü saat 14.00’da açıklayacak.
