Sedat Kaya / YENİÇAĞ
Ok yaydan çıktı mı, geri dönüşü yoktur.
Galatasaray haftalardır yaydan çıkmış ok üzere şampiyonluğa gidiyor.
Durdurabilene aşk olsun.
Önünde tek bir rakip kaldı.
Ankaragücü’nü de yenerse amacı 12’den vuracak ve Fenerbahçe derbisi öncesi şampiyonluğunu ilan edecek.
Bu akşamki Sivasspor maçında da ok üzereydiler.
Tempolu başladılar. Bilhassa soldan geliştirdikleri ataklarla rakip kaleyi ablukaya aldılar.
Torreira’nın rakibe kene üzere yapışan presi ve kaptığı toplarla tehlikeli oldular.
Ama tıpkı vakitte temkinliydiler.
Bilge kelamıdır.
“En çok ileriye giden ok, en fazla geriye çekilmiş yaydan çıkar.”
Galatasaray oyunu geriden kurup, savunmayı sürprizlere kapattı ve risk almadan rakibi yanılgıya zorladı.
Bu taktiksel anlayışla da sahanın her alanında üstünlük kurdu.
Ok’un maksada ulaşması için düz ve kusursuz olması gerekir.
Galatasaray’da düz ve kusuzsuz oynayan o isim İcardi’ydi.
Son haftaların formda yıldızı durdurulamıyor.
Gelene gidene golünü atıyor.
İster ayakla, ister başla.
Rakipsen şayet kaçamazsın; seç, beğen, al.
Bu akşam yeniden klasını konuşturarak birbirinden şık 2 golle 3 puanlı kasanın kilidini açtı.
Özellikle 2’nci golünde başla Ali Şaşal’ın kapattığı köşeden ağları görmesi, adeta imkansızın başarılmasıydı.
Arjantinli böylelikle bu dönem gol sayısını 20’e çıkararak, Galatasaray’ın muvaffakiyetinde en büyük hisse sahibi oldu.
Sonuçta Galatasaray alanda ne yaptığını bilen, 90 dakika oyunun denetimini elinde tutan taraftı.
Bu üstün futbolun çok gollük konum üretememesinin nedeni, riskten uzak durmasıydı.
Doğruydu.
Brezilyalı muharrir Paulo Coelho, “Sen zafere inanırsan, zafer de sana inanır” der.
Galatasaray’da teknik heyet, futbolcular, idare ve tribünler zafere inanmış durumda.
Baksanıza, şampiyonluk için gün sayıyorlar.
Ve o gün artık çok yakın.