Sedat Kaya / YENİÇAĞ
Galatasaray tahminen de tarihinin en geniş, en kaliteli takımını kurdu.
İcardi, Zaha, Zaniolo yok lakin alandakilerin hangisini saysak ki.
Boey’i mi, Angelino’yu, Olivera’yı mı?
Hele hele atak çizgisi.
Sağa baksan Barış, sola baksan Kerem.
Merkezde Mertens, en sonda Halil.
Zalgiris’in bu takıma direnecek ne gücü, ne nefesi, ne inancı vardı.
O yüzden kapandıkça kapandı.
Galatasaray da gol için yüklendikçe yüklendi.
Barış, Kerem, Angelino ve Boey kanatlardan bastırdı.
Ancak tek santrfor Halil beklenen performansta değildi.
Son günlerde abluka sözcüğü gündemimizde.
Limak Güç şirketi doğayı yok etmek, ülkeyi üzmek için Akbelen Ormanı’nı nasıl ablukaya aldıysa, Galatasaray futbolu güzelleştirmek, Türkiye’yi sevindirmek için Zalgiris kalesini o denli ablukaya aldı.
10 futbolcusunu kalenin önüne diken Zalgiris’in bu sert duvarını yıkmak kolay değildi.
O duvarı yıkmak için adeta bir bomba gerekiyordu.
Galatasaray 30 dakikada Zalgiris kalesine 10 şut atmış ancak çerçeveyi bulamamıştı.
Duvarı bombalayan adam Mertens oldu.
31.dakikada Kerem’in kornerinden gelen topa o denli bir vole attı ki, Zalgiris kalesi yerle bir oldu.
Bu güya bir “vole” değil, bir “gülle”ydi.
Bu gol son yılların en hoş gollerinden biriydi.
Galatasaray’ın birinci 45’de 7 korner, 11 şut, yüzde 70 topla oynama ve yüzde 88’lik pas isabeti ne kadar üstün olduğunun deliliydi.
İkinci yarıda imaj birebirdi.
Okan Buruk, birinci yarıda bekleneni veremeyen Halil’in yerine Yunus’u alarak oyuna başladı.
Yenik duruma düşen Zalgiris’in açılması beklenirken, tersine daha da kapandı.
İleride tek Oyewusi’yi uzun paslarla konuma sokmayı hedefliyordu.
Doğal olarak Galatasaray’ın ablukası devam etti.
Kerem, Yunus ve Barış’ın şut denemeleri gol getirmedi.
Sonuçta Galatasaray çok üstün oynadığı, maçın büyük kısmında abluka altına aldığı Zalgiris’i Mertens’in tek golüyle yenerek çeşit atladı.
Sarı Kırmızılılar hakikat yoldalar.
İcardi, Zaha, Zaniolo da oynamaya başlayınca farklı skorların geleceği kesin.