Editör: Erkavim Yıldırım
Neredeyse tamamı sudan oluşan karpuz bedenin sıvı gereksinimini karşılıyor, yüksek ölçüde içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde ise kalp sıhhatini muhafazadan kas ağrılarına, cildi gençleştirmeden saçları güçlendirmeye kadar pek çok yarar sağlıyor.
Düşük kalorili olmasının yanı sıra tok tutan özelliğe sahip olduğu için zayıflamaya da yardımcı oluyor. Lakin dikkat! Şeker oranı yüksek olması nedeniyle karpuzda porsiyon ölçüsüne kesinlikle dikkat etmek gerekiyor. Karpuz ne kadar temiz bir meyve üzere görünse de içinde meyve şekeri var.
Lif oranı da düşük olduğu için glisemik indeksi yüksek bir meyve. Hasebiyle diyabetik bireylerde bir porsiyondan fazla tüketilmesi kan şekerinin süratle yükselmesine yol açıyor. Karpuz tüketirken yanında bir dilim peynir üzere bir protein kaynağı tüketmek ise kan şekeri istikrarının daha kolay denetim edilmesini sağlıyor.
Kalp sıhhatini müdafaaya yardımcı
Yapılan çeşitli çalışmalar likopenin kolesterol ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Karpuz kolesterolün bedene, bilhassa kan damarlarına yapabileceği hasarın da en aza indirilmesine yardımcı oluyor. Ayrıyeten bedendeki nitrik oksit düzeylerini arttırabilen bir amino asit olan sitrülini içeriyor. Nitrik oksit kan damarlarının genişlemesine yardımcı oluyor ve bu tesiriyle kan basıncını düşürüyor.
Kas ağrısını hafifletebiliyor
Karpuzun besin bileşiminde bulunan bir amino asit olan sitrülin kas ağrısını hafifletebiliyor. Spordan çabucak sonra 1 bardak karpuz suyu kas ağrısını azaltmada ve antreman sonrasında toparlanmada faydalı olabiliyor.
Cildi gençleştiriyor
C vitamini kollajen üretimini artırarak cildin daha genç görünmesine katkıda bulunurken, cilt yüzeyini yumuşatıp daha canlı görünmesini sağlıyor, kırışık oluşumunu engelliyor. Birebir vakitte koyu gözaltı halkalarını hafifletmeye yardımcı oluyor. A vitamini de cildi gençleştiren, kırışık oluşumunu önleyen ve lekeleri açan özelliğiyle ön plana çıkıyor.
Saçları güçlendiriyor
A ve C vitaminleri saçlar üzerinde de kıymetli tesire sahipler. C vitamini kollajenin bedenimizde yapılanmasına yardımcı olarak saçları güçlendiriyor. A vitamini de antioksidan özelliğiyle saç sıhhatinin korunmasına yardımcı oluyor. Bilhassa güneşin yıpratıcı tesirlerinin azaltılması konusunda yararlı oluyor.
Kilo vermek için ülkü bir besin
Karpuz bol ölçüde su ve az ölçüde lif içeriyor. Lif ve suyun bir ortada olması hem tok hissedilmesini sağlıyor, hem de bağırsakların çalışmasında tesirli oluyor. Porsiyon denetimi sağlanması kaydıyla diyetlerde hem ana hem de orta öğünlerde kullanılabiliyor.
İltihaplanmanın azalmasına katkı sağlıyor
Karpuz anti-enflamatuar antioksidanlar olan likopen ve C vitamininden varlıklı bir besin. Bu içerikleri iltihaplanmanın azaltılmasına yardımcı oluyor.
Karpuz tüketirken 5 kurala dikkat!
Ara öğünü tercih ederseniz karpuzu yemeklerden en erken 2 saat sonra tüketin. Bu hem kan şekerinin istikrarlı seyretmesini, hem de sindirim sistemine çok yüklenmeyi engelliyor.
Yemekle berber tüketecekseniz o öğünde ekmeği azaltın. Zira her 2 besin de karbonhidrat kümesine girdiği için birebir öğünde tüketilmeleri yemeğin karbonhidrat yükünü arttırıyor, bunun sonucunda da kilo denetimini güçleştiriyor.
Karpuz fazla olgunlaştıkça orta kısımlarında bozulmalar ve çürümeler başlıyor. Kesildiğinde makûs koku yahut ekşi bir tat hissederseniz asla yemeyin.
Su içeriği yüksek, asit düzeyi düşük olduğu için kolay bozulan bir meyve. Bu nedenle kestikten sonra buzdolabında 3 günden fazla saklamayın.
Karpuzun çekirdeği sindirilemediği için fazla tüketmemenizde yarar var, çekirdeğinin kabuklarını çıkartıp yiyebilirsiniz.
Vücudun sıvı muhtaçlığını karşılıyor
Karpuzun bileşiminin yüzde 92’si sudan oluşuyor. Tıpkı vakitte elektrolit içeriği sayesinde bedenimizdeki su kaybını önlemek için tüketebileceğimiz en sağlıklı orta öğünlerden biri olarak nitelendiriliyor.
Kanseri önlemeye yardımcı bileşikler içeriyor
Karpuz antioksidanlardan güçlü bir meyve. İçerdiği likopen antioksidanı bağışıklık sistemini güçlendirici tesire sahip. Tıpkı vakitte hücre bölünmesinde yer alan bir protein olan insülin gibisi büyüme faktörünün (IGF) bedenimizdeki sayısını düşürüyor. Bu sayede kanser riskini azalttığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra içerdiği C vitaminiyle bedende kanser hücrelerinin gelişmesine neden olan özgür radikallerin oluşumunu engelleyebiliyor.
