A Ulusal Kadro Teknik Yöneticisi Stefan Kuntz’un vazifesine son verileceğini herkes biliyordu. Kararı alan da TFF idaresi ve lideri Mehmet Büyükekşi’ydi.
Ama Büyükekşi son ana kadar kulağının üstüne yattı!
Öyle ki gazetecilerin ısrarlı sorularına düne kadar “Öyle bir şey yok” manasında cevapler veriyordu.
Hatta iki gün evvel medyada çıkan “Kuntz’la yollar ayrıldı” haberlerine bile 36 saat sonra TFF’nin resmi internet sitesinden yalanlama yayınlatmıştı. “Kuntz’la ilgili haberler gerçek değildir” deniyordu açıklamadı.
Bunları elbette ki Kuntz da takip ediyordu Almanya’daki konutundan.
Gönlü rahat bir biçimde oturuyordu tahminen de. Halbuki o sırada başına çorap örülüyordu. TFF idaresi daha misyonuna son vermeden yerine bir öteki teknik adamla (Montella) ile anlaşmıştı bile.
Sonra sabah Kuntz’a bir telefon ve uçak bileti geldi. İstanbul’a çağrılıyordu.
Şaşırdı doğal olarak. Şayet misyonuna son verilecekse bu Japonya maçından çabucak sonra kendisine söylenebilirdi.
İstanbul’a geldi ve ayrılık kararı bildirildi.
Tesisten ayrılırken arabadaki yüz sözü her şeyi anlatıyordu.
Resmen onuruyla oynanmıştı.
Başarısızlık tamam da. Ayrılık bu halde olmamalıydı.