İHA’nın haberine nazaran; İlerleyen yaşla birlikte vatandaşlarda görülen hastalıklarda artış olabildiği tabir edilirken uzmanlar, sağlıklı hayat şartlarına ahengin değerine dikkat çekti.
Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi Yetişkin Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kısmı Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Esra Şüheda Hatipoğlu da ilerleyen yaş, tüketilen besinler ve sıhhatsiz hayatın kemik erimesi üzerinde tesirli olduğunu söz ederek ihtarlarda bulundu.
Kemik erimesine karşı spor ve sağlıklı ömrün ehemmiyetine dikkat çeken Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esra Şüheda Hatipoğlu, “Kemik erimesi erken yaşlarda da görülüyor ancak en sık ileri yaşlarda görüyoruz. Sigara, alkol, asitli içecekler bilhassa kemik erimesini, kaybını hızlandırıcı faktörler. Çok seviyede zayıf olmak tekrar kemik sıhhatini bozan faktörler ortasında, kimler kemik erimesi açısından riskli dersek; menopoza girmiş bayanlar. Yaşla birlikte kaçınamadığımız hormonel değişiklikler kemik erimesini artırabiliyor” kelamlarını kullandı.
“HER KEMİK ERİMESİ KIRIKLA DA SONUÇLANMIYOR”
Kemik erimesinin ileri yaş şahıslarda sık görülmesiyle birlikte erken yaşlarda da olabildiğini anlatan Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi Yetişkin Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kısmı Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Esra Şüheda Hatipoğlu şunları belirtti:
“Kemik erimesi erken yaşlarda da görülüyor lakin en sık ileri yaşlarda görüyoruz. Yaşla bir arada değişen hormon istikrarından ötürü kemiğin gücünün, mineral yapısının ve bu gücü sağlayan mineraller dışındaki öteki faktörlerin değişkenliğinden kaynaklanıyor. Kemik bütünlüğü kaybederek kırılmaya daha yatkın hale geliyor. Böylelikle olağanda günlük hayatta aslında kemiğin bütünlüğünü bozmayacak, kırılmaya sebep olmayacak travmalar da kemikte daha kolaylıkla kırık oluşturmaya başlayabiliyor. Her kemik erimesi de birebir derece değil, her kemik erimesi kırıkla da sonuçlanmıyor. Bunun evrelerine nazaran ya kalsiyum ve D vitamini desteğini artırıyoruz ve kişinin hayat koşullarını, rutinlerini değiştirmesini öneriyoruz. İleri seviyedeyse, kırık oluştuysa yahut kırık oluşması açısından yüksek riskli gruptaysa bunu önleyen yavaşlatan, kemik kaybını azaltan ilaçlar var. O ilaçları hastanın durumuna nazaran uygun görebiliyoruz zira her hastada birebir halde seyretmiyor. D vitamini besinlerle çok fazla alınan bir vitamin değil, daha çok uygun güneşle D vitaminin alınması şayet yeteri kadar D vitamini yoksa eksiklikse, vitaminlerle destek edilmesi, kalsiyum konusunda güçlü beslenmenin tabi ki güçlü derken; her şeyin azı da fazlası da ziyan, istikrarlı beslenmeye dikkat edilmeli. Kemiğin gücü açısından değerli bir faktör de mobilite, tempolu yürüyüşün kemiğin imalini arttırdığı gösterilmiş. Hareketsiz bir hayattan uzak durarak, antrenman ve istikrarlı beslenmeyle aslında biz bunun en değerli basamağını elimine etmiş oluyoruz”
“SİGARA, ALKOL, ASİTLİ İÇECEKLER KEMİK ERİMESİNİ, KAYBINI HIZLANDIRICI FAKTÖRLER”
Tüketilen yiyeceklerin kemik erimesine yönelik tesirine ait değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Hatipoğlu kelamlarını şu halde devam ettirdi:
“Sigara, alkol, asitli içecekler bunlar bilhassa kemik erimesini, kaybını hızlandırıcı faktörler. Kahve de deniyor ancak bu son vakitlerde çalışmalar ışığında daha tartışmalı hale geldi. Besin pahası düşük, bilhassa işlenmiş besinlerde daha fazla endokrin karıştırıcılar dediğimiz gereçler olabiliyor. Yalnızca bunu kemik seviyesinde düşünmeyelim, endokrinin başka düzeneklerine da olumsuz tesirleri olabiliyor. Vitamini, minerali daha taze olarak koruyabildiğimiz daha sağlıklı alabildiğimiz beslenme çeşidi tabi ki yalnızca kemik özelinde değil, genelde de daha sağlıklı. İçerdiği kalsiyum, magnezyum, fosfor üzere kemik özelinde kıymetli muhteviyatlar açısından da varlıklı bu cins ve dozunda bir beslenme. Zira daima söylüyoruz; obezite de kendi başına bir hastalık, obezite D vitaminini azaltan bir faktör. Bunun tam aksisi çok seviyede zayıf olmak, olağan limitin altındaki kilolar da yeniden kemik sıhhatini bozan faktörler ortasında hatta kemik erimesi olan hastalarda ileri seviyede zayıflamak kemik erimesini arttırdığı üzere kemik kırığı riskini de artıyor. Kimler kemik erimesi açısından riskli dersek; menopoza girmiş bayanlar. Yaşla bir arada kaçınamadığımız hormonel değişiklikler kemik erimesini artırabiliyor, bayanda östrojenin eksikliği üzere. Menopoz yaşlarında bayanlar kemik erimesine daha yatkın hale geliyorlar, yeniden ileri yaşlarda erkeklerde tıpkı menopoza girmiş bayanlar üzere testosteronları düştüğü için kemik imali azalabiliyor. İleri yaşlarda daha sık görülüyor fakat bu tabi ki yalnızca ileri yaşın dikkatini çekmesi gereken bir husus diyemeyiz. Daha genç yaşlarda ne kadar bütüncül, sağlam bir kemik yapısı, iskelet sistemiyle bu periyoda girersek o kadar korunmuş oluyoruz. Kahveyi diyelim ki çok ileri seviyede kemik erimesi var, kırıklarla gidiyor, zayıf bir hasta o vakit biz bireylerin uzak durmasını öneriyoruz”
