Yakın geçmiş vakit. Hepimiz hatırlarız.
Gazetelerin birinci sayfasında Başyazar’ın makalesi olurdu.
Gündemi yorumlar, yayın siyasetini ortaya koyardı.
Hasan Pulur, Güneri Civaoğlu, Mehmet Barlas, Oktay Ekşi, Rauf Tamer, Rahmi Turan… Birinci aklıma gelenler.
Elbette durup dururken buraya gelmedik.
Öyle çok husus var ki her gün yazsam bitmez.
Belki bu yüzden, kendimi başyazar sandım!
Biraz megolaman yanım mı var?.
Çözemedim..
Zaten her şeyi çözebilsem çoktan başyazar olmuştum.
Hem beni kimler istedi kimler. Gitmedim.
New York Times
Le Monde
Bild
Marca
La gazetta dello sport
Aman kalsın. Diğer başyazar bulsunlar.
Arayan bulur..
Bu sefer gidip, görmedim. Kimse ile konuşmadım.
Tek bana has olan ‘kulak kabarttım’..
Bu tabir saçma gelse de motamot olan bu.
Vergi yatırmak için Beşiktaş Belediye’sine uğradım.
Meğer mesai dışında gitmişim. Biraz beklemek için kenara çekildim.
İçeride muhabbet koyu.
Konu Vodafone Park.
Makara gırla. Belirli ki biraz abartı ve ekleme var.
Varsın olsun!
Aha yeniden, gökte ararken yerde buldum..
Duyduklarımı motamot aktarayım. Konuşulanlar şöyle:
Abi, geçen Hasan beyefendi aradı. (Hasan Bozkurter. Belediye Meclis Başkanı)
Yahu. Stada gidip bir bakın. Yönetici Seyit Ateş aradı. Stadın birtakım yerlerini fareler basmış. Haşere, böcek, sinek. Ne ararsan dolmuş. Evcil hayvanlar varsa dikkat edin.
Allah’tan yabanî olanlar yok.
Ya olsaydı!
Öyle ki, masasında, çantasında kısaca yanına Shelltoks olmayan kimse kalmamış!
Sonuç sıfır tesir.
Gittik, geldik. Durumu bildirdik.
“Ne kadar ilaç varsa gidip basın, temizleyin” dendi.
5 ton, materyal mevcuttu depoda.
Yarısını alıp gittik. Hallettik!..
Olay kökten çözülmüş çözülmesine de, sabah işe giren işçi mevzudan bi haber.
İlaç kokuları her yeri sarmış.
Maskeler çıkmış.
Kulübe gelenler, nükleer reaktör patlamış üzere tedbir alınmasına bir mana verememiş.
Kökten tahlil için belediyeyi ayağa kaldıran Ateş, telefona sarılmış.
Kongre üyesi Bozkurter’e teşekkür üstüne teşekkür etmiş.
Artık Vodafone Park’ta ne böcek kalmış ne de sinek. Farelerde o denli.
Tam ohh be derken…
Başkan Ahmet Işık Çebi’nin odasından Asistanın sesi yükselmiş..
Hurra, koşmuşlar..
Başkanın yan masası karınca ile kaplanmış.
Haydaaa!
Her baştan ses çıkmış.
Olmamış..
Sorunun nasıl çözüleceği tartışılırken, akıllara parlak fikir gelmiş.
Elektrik süpürgesi ile çekelim demişler.
Çekmişler çekmesine de, Lidere ikram edilen özel rozet de süpürgeye kaçmasın mı..
Ne işlere kalınmış o denli.
Neyse karıncalar, Passolig gişelerinin yer aldığı alana boşaltılıp, rozet yerine konulabilmiş.
Özel rejim yapan lider tatilde. Yiyecekleri çekmecede kalmış.
Eee karınca bu. Kimin olduğuna bakmaz. İşe girişir.
Karınca, kararınca sarar her yeri.
Vodafone Park’a gelmişken, sponsor olayına bakmak istedik.
Yüksek uçuş.
Kartal’a da o yakışır.
Çünkü kartallar yüksek uçar.
Uçmakla kalmaz. Yuvalarını en doruğa, sarp kayalara yaparlar.
THY geri durmuş.
Emirates (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Qatar Airways’la (Katar) pazarlıktalar.
Bir hoş haber de, iskanı çıkan stadın altındaki dükkanların kiralanabilir hale gelmeleri..
Sevgili dostlar; çiçek, böcek derken nerelere daldık yeniden.
Yağmursuz yaz aylarında, biraz olsun içiniz serinlesin istedim.
Hem o denli başyazar olmak kolay değil.
Okuyucunun her mevsim, rahatlatması lazım. Eğlendirmek, güldürmek hatta gezdirmek de.
Latife bir yana kalsın.
Sizin havanız yeterli olsun.
Not: Stadı ilaçlama öncesi, barınmak için içeri giren kediler ve nereden geldiği bir türlü çözülemeyen tavşan, ziyan verilmeden dışarı çıkarılmıştır.
Yavru tavşanın otopark katında yer alan oto yıkama alanına kadar nasıl indiği hala çözülebilmiş değil.
Bir anektod daha; tavşan siyah-beyaz renkli.
Hayat tesadüflerden ibaret üzere.
Ne dersiniz!..
(Şerafettin Tilki)