Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan Türkiye raporu 18’e karşı 434 oyla kabul edilirken 152 çekimser oy çıktı.
Hazırlanan raporda, Avrupa Birliği ile Türkiye ortasındaki düğümlerin çözülmesi davetinde bulunulurken, “AB-Türkiye bağları için paralel ve gerçekçi bir çerçeve bulunması” gerektiğine vurgu yapıldı.
Raporda, “Türkiye’deki hükümet istikamet değiştirmezse Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci bu kaidelerde başlayamaz” denildi.
DIŞİŞLERİ’NDEN SERT TEPKİ
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosunun 2022 Türkiye Raporu’na sert reaksiyon gösterdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Avrupa Parlamentosu’nun (AP) tavsiye karanı niteliğinde olan 2022 Yılı Türkiye Raporu, 13 Eylül 2023 tarihinde AP Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir. Türkiye tersi çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve önyargılarla dolu bu rapor, AP’nin gerek ülkemizle ilgiler gerek AB’nin geleceğine ait her zamanki sığ ve vizyonsuz yaklaşımın bir yansımasıdır.
“AKIL DIŞI BULUYORUZ”
Bu rapor, maalesef AP üyelerinin gündelik popülist siyasetin esiri olduklarını, hem AB’ye hem bölgemize yönelik gerçek stratejik yaklaşım geliştirmekten ne kadar uzak kaldıklarını da göstermektedir.
Türkiye AB münasebetlerinin tekrar canlanılması için bir fırsat penceresinin açıldığı, kıtamızın istikrarı ve güvenliği açısından böylesi kritik bir periyotta, AP’nin bağlarımızın belkemiği olan iştirak müzakereleri yerine farklı arayışları gündeme getirmesini akıl dışı buluyoruz.
Ayrıca AP’nin rapora dahil ettiği Ege. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs mevzularında makul çevrelerin tek taraflı görüşlerini yansıtan, tarihi ve türel gerçekliklerden kopuk tezlerinin, bizim için hiçbir kararı bulunmamaktadır.
“YENİ VE DİNAMİK BİR DÜZENLEME…”
Önümüzdeki süreçle, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile ülkemizin vize serbestisi diyaloğunun süratle tamamlanması AB ile ortak amacımızdır. Bu bahislerde atacağımız karşılıklı adımlar, Türkiye-AB ilgilerimi ve kanlım sürecimizi yeni ve dinamik bir düzleme taşıyacaktır.
Ülkemiz, güvenlik, güç, iklim değişikliği, göç, ticaret sapması ve ekonomik zahmetler başta olmak üzere mevcut tüm sınamalar karşısında AB’yi global güç haline getirecek potansiyele sahiptir.
Bu gerçeğin tespiti, birtakım çevrelerin günlük çıkarlarına teslim olmayan vizyoner bir bakış açısıyla mümkündür.
2024 yılı AP seçimleri sonrasında oluşacak yeni Parlamentonun tarafsız, rasyonel ve yapan bakış açısıyla hareket edeceğini ümit ediyoruz.”