Avrupa Birliği (AB) Dış İlgiler ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Türkiye’den beklentileri, vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin modernizasyonu konusunda neler planladığına ait soruya Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’e işaret ederek karşılık verdi.
AB ülkelerinin dışişleri bakanları, dün (20 Temmuz) Brüksel’de gerçekleştirilen toplantıda, ortalarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok mevzuyu ele aldı. Türkiye, AB Dışişleri Bakanları Toplantısında Mart 2021’den beri birinci sefer resmi olarak gündeme getirildi.
AB Yüksek Temsilcisi Borrell, toplantı bitiminde basına yaptığı açıklamada, toplantıdaki görüş alışverişinin AB ülkelerinin önderleri için hazırlayacağı raporda yansıtılacağını aktararak şunları söyledi:
“Türkiye ile AB ortasında daha güçlü bir bağlantı geliştirilmesinde karşılıklı çıkar bulunduğuna inanıyoruz. Doğu Akdeniz’de gerginliğin kalıcı formda azaltılması, bölgenin istikrarı ve güvenliğine yarar sağlayacaktır. Kıbrıs sıkıntısının ilgili BM kararları uyarınca çözülmesi Türkiye ile çalışmamızda kilit ehemmiyet taşıyacaktır.”
Borrell, temel özgürlükler ve kıymetlerin korunmasının kıymetine işaret ederek, “AB’nin Türkiye ile çalışması, ortak çıkarların üzerine ekleme yapılması, mevcut farklılıkların giderilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık” diye konuştu.
“BEKLENTİLER ÇİFT TARAFLI”
Borrell, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi hususlarında AB’nin Türkiye’den beklentilerinin sorulması üzerine şunları lisana getirdi:
“Mesele yalnızca AB’nin Türkiye’den ne beklediği değil. Problem birebir vakitte Türkiye’nin AB’den beklentileri. Bu çift taraflı bir sıkıntı. Masada birçok bahis var. Türkiye Gümrük Birliği mutabakatının güncellenmesini istediğini söyledi. Bir de vize özgürlüğü var. Bunlar Türkiye’nin yakın gelecekte gündeme getirmek istediği iki değerli bahis. Biz Doğu Akdeniz’de gerginliğin kalıcı formda düşmesini umut ediyoruz. Ayrıyeten daha evvel BM tarafından kabul edilen muahedeler uyarınca Kıbrıs müzakerelerinin tekrar başlaması için önemli uğraşlar bulunuyor.”
Konuya Yunanistan ve Güney Kıbrıs idaresinin de müdahil olması gerektiğini tabir eden Borrell, “Türkiye ile yapan bağlantılarımızı sürdürme girişimlerimizdeki hayati ögelerden birini Doğu Akdeniz’deki durum oluşturacaktır” tabirini kullandı.
