Fatih Saboviç / YENİÇAĞ
Fenerbahçe Kulübü’nün çok küçük bir yaşta Serhat Pekmezci’nin ısrarları ile Gençlerbirliği’nden renklerine bağladığı Arda Güler, şimdi 18 yaşında tüm Türkiye’nin ve dünyanın dikkatini çekip ülke futboluna boyut atlattı.
Fakat transfer süreci öncesi ve esnasında yaşananlar; ülkemizde bir şeylerin ‘ne kadar bilinmediğini’ tüm netliğiyle ortaya serdi.
Arda için belirlenen 17.5 milyon Euro’luk hür kalma bedeli ile başlayalım… Arda için çok düşük bir sayı bu… Barcelona’yı kenara bırakıp Real Madrid’i tercih ettiği sayı olan 20 milyon Euro, hatta bonuslarla birlikte eklenecek 10 milyon Euro sonrası toplamda ulaşılacak 30 milyon Euro dahi; tekrar Arda’nın mevcut kıymetinin çok altında bana kalırsa… Burada daha güzel bir hesaplama muhakkak yapılabilirdi. Fenerbahçe açısından yüzde 20’lik sonraki satıştan hisse konusu ise bu muahedenin en büyük artısı…
JORGE JESUS’UN ‘KORUMASI’ İLE BAŞLAYAN SÜREÇ…
Arda Güler üzere bir harika yıldızın, geride kalan dönemde teknik yönetici Jorge Jesus tarafından ‘korunması’ süreçteki kırılımların başlangıcı niteliğindeydi. Yorum yaptığım her mecrada lisana getirdiğim üzere; “Arda Güler’i siz bir şeyden koruyamazsınız. Arda lakin formasını terlettiği grubu puan kaybından korur. Ötesini konuşmak manalı olmaz…”
Ancak Arda buna karşın bilhassa son olarak Ulusal Grup’taki mükemmel performansıyla kim olduğunu gösterip dünya devlerini peşine takmayı bildi.
AİLE İLGİLİ SÜREÇ VE SONRASI…
Arda Güler’in ailesinin dahil olduğu süreçler için ise rahatlıkla ‘kariyerinin kırılma anları’ydı diyebilirim. Hangi branş olursa olsun yıldız bir atletin ailesinin her bahiste, bilhassa karar etaplarında kelam sahibi olmaması gerektiği fikrindeyim.
Hatta bu fikirde olmaktan da öte yıllardır yaptığım müşahedeler doğrultusunda; bir atletin mesleğindeki düşüşü başlatabilecek en büyük faktörün bu olduğundan eminim… Neyse ki Arda’nın ailesi bir mühlet sonra bu gerçeğin farkına varmış olacak ki işi profesyonellere bıraktı.
TARAFTARLIK DUYGUSALLIKTIR FAKAT…
Gelelim Fenerbahçe topluluğunun taraftar bazında bu hususa olan yaklaşımına… Taraftarlık duygusallık demektir, evet. Fenerbahçe taraftarı Arda’yı en azından 1 dönem daha çubuklu forma ile izleyip, şampiyonluk sonrasında gitmesini istemekte sonuna kadar haklı… Ben de bu türlü isterdim.
Ancak şunu sormak gerekiyor? Kaç futbolcu mesleğinde, üstelik 18 yaşındayken, “Barcelona ve Real Madrid seçenekleri ortasında kalıyor?”
Burada da biraz anlayış göstermek, kendi tercihlerine en ufak bir müdahale yapıldığında yeri göğü inleten ülke insanımız için öne çıkan seçenek olmalıydı. Arda üzerinde büyük bir negatif baskı oluşturulması ve durduk yere hakarete varılan yorumlar yapılması asla kabul edilebilecek bir durum değil.
YÖNETİM SÜRECİ İLERLETMEYE ÇALIŞSA DA…
Fenerbahçe idaresi bu güçlü süreci âlâ yönetim ederek ilerletmeye çabalasa da; Arda’ya kulüpten yayınlanan veda bildirisi ve görüntüsü haricinde çok başarılı olduğunu söylemek mümkün gözükmüyor.
Özellikle Sayın Lider Ali Koç’un, “Arda kalmak istemiyor” halinde duyurması ve o esnadaki tabir şekli eminim ki Arda’yı da üzmüştür. Lider Ali Koç’un ne kadar büyük bir Fenerbahçeli olduğunu doğal ki biliyoruz. Burada işin içine her an hislerini da dahil ettiğini çok âlâ anlıyoruz. Fakat genç bir oyuncunun gidişinde Sayın Başkan’dan daha farklı bir yaklaşımı en azından şahsım ismine beklerdim.
FEDERASYON’UN DUYURUSU…
Türkiye Futbol Federasyonu’nun Arda’nın transferinde yaptığı duyuruda kulübü Fenerbahçe’ye yer vermemesi ise hakikaten inanılır üzere değil… Yani aile, Arda’ya az müddet verip ‘koruyan’ Jorge Jesus, süreçte duygusallığı ön plana atan idare ve taraftarın yaklaşımlarının tamamı neredeyse ‘kabul edilebilir’ seviyede… Lakin Federasyon’un bu tabiri akıl almaz bir atılım…
Fenerbahçe Kulübü dahi bu durumdan duyduğu rahatsızlığı, Twitter’da Federasyon’un yaptığı açıklamayı, “Düzletme” başlığı altında alıntılayıp gereken cevabı verdi…
VE EN SON SKANDAL… HAVALİMANI OLAYI!
“Bir yıldız futbolcu transfer süreci nasıl yürütülemez?” sorusunun cevabı en son, Arda Güler havalimanından Madrid’in yolunu tutarken görüldü. Özel araçtan inen Arda, kendisini korumak isteyen polisler tarafından apar topar ‘gözaltına’ alınır üzere korundu(!)
Tüm dünya; artık bu transfer kıssasını bu imajlarla anacak… Bir yıldıza sahipseniz, en başından en sonuna kadar içerisinde bulunduğu süreçleri planlamalı, medyaya gerekli açıklamaları serinkanlı halde yapmasını, veda etmesini de -bir zahmet- organize edeceksiniz…
Özetle; tüm Türkiye bu transfer sürecinde sınıfta kaldı. Lakin neyse ki Arda’nın yeteneği bütün bu sıkıntıları gölgede bırakacak bir biçimde parladı ve parlamaya devam edecek…
